Ekonomi dünyası: IMF daha iyimser ancak Türkiye’de tek haneye inanmıyor
İyi haber: Küresel ekonomi canlanıyor, beklentiler daha olumlu…
Kötü haber: Canlanma bölgelere göre farklılık gösterecek. Aralarında Türkiye’nin olduğu gelişmekte olan ekonomilerde yavaşlama bekleniyor. Ayrıca, başta ABD olmak üzere aşırı borçlanma bir krizin fitilini ateşliyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF)-Dünya Bankası yarıyıl toplantıları 15-20 Nisan’da yapıldı. Dünya Ekonomisinin Görünümü raporu yayımlandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de toplantılara katıldı, konuşmalar yaptı.
2024 VE 2025 DAHA CANLI ANCAK KÜRESEL ORTALAMANIN ALTINDA
IMF, 2024 ve 2025’te de küresel ekonomide yüzde 3.2 (2023 ile aynı) büyüme bekliyor. Ancak gelecek beş yıllık küresel büyüme tahmini yüzde 3.1 ve bu son birkaç on yılın en düşüğü… Küresel büyümede tarihsel ortalama yüzde 3.8… IMF, döngüsel iniş ve çıkışlardan arındırılmış küresel büyüme oranının 2008-09 küresel mali krizinden bu yana istikrarlı bir şekilde yavaşladığını vurguluyor.
Nispeten bu olumlu öngörüye karşılık bölgesel farklılıklar söz konusu ve gelişmekte olan ülkelerin performansında düşüş olacak. IMF’ye göre gelişmiş ülkeler 2023’te yüzde 1.6’dan sonra, 2024’te 1.7 ve 2025’te yüzde 1.8 büyüyecek.
Küresel ekonominin lokomotifi ABD bu yıl yüzde 2.7 büyümeden sonra gelecek yıl yavaşlayacak ve yüzde 1.9’a düşecek. Yine de gelişmiş ülkeler arasında en hızlı büyüyeni olacak. Almanya ise geçen yılki daralmanın ardından bu yıl sıfır civarında (yüzde 0.2) büyüme gösterecek ve gelecek yıl da yüzde 1.3 büyüyecek.
GELİŞMEKTE OLANLAR –ÇİN VE HİNDİSTAN- FREN YAPACAK
Gelişmekte olan ekonomiler geçen yılki yüzde 4.3’ün ardından 2024 ve 2025’te yüzde 4.2 büyüyecekler. Geçen yıl yüzde 5.2 büyüyen Çin, bu yıl yüzde 4.6 ve gelecek yıl yüzde 4.1 büyüme ile fren yapacak. Hindistan da yavaşlayacak; geçen yılki yüzde 7.8, 2025’te yüzde 6.5’e gerileyecek.
IMF, 2008 küresel mali krizinden bu yana küresel büyümenin temel dayanağı olan Çin ekonomisine ilişkin kaygılarını da dile getirdi. Emlak krizinden ağır bir şekilde etkilenmeye devam eden Çin ekonomisinde, iç talebin artması yoluyla büyümeyi artırmak için güçlü önlemler alınması yönünde çağrıda bulundu.
Dünya Ekonomisinin Görünümü raporunda, ekonomik aktivitenin 2022-2023’teki küresel dezenflasyona karşın şaşırtıcı derecede dayanıklı olduğu, küresel ekonominin stagflasyon ve resesyon uyarılarına meydan okuyarak istikrarlı bir şekilde büyüdüğü, istihdam ve gelirlerdeki büyümenin istikrarlı bir seyir izlediği kaydedildi.
Küresel enflasyonun 2023’te yüzde 6.8’den bu yıl yüzde 5.9 ve gelecek yıl yüzde 4.5’e düşeceği de tahmin ediliyor.
AŞIRI BORÇLANMA OLASI BİR KRİZİN FİTİLİNİ ATEŞLEYEBİLİR
IMF’nin raporları ve üst düzey konuşmalarda, küresel ekonomide ve finansal sistemde bir kriz uyarısı da yapıldı. Olası bir kriz ihtimali, küresel ekonominin tam kalbinde; ABD’de yoğunlaşıyor.
IMF Baş Ekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas, ABD’nin mali durumunun “özellikle endişe verici” olduğunu, ABD’nin büyük borcunun enflasyonla mücadele sürecine yönelik risklerin yanı sıra küresel ekonomiye yönelik uzun vadeli mali ve istikrar risklerini de artırdığını ifade etti.
Küresel Ekonominin Görünümü raporunda, gelecek yıl ABD’nin GSYİH’sının yüzde 7.1’i oranında konsolide bütçe açığı kaydetmesinin beklendiği belirtildi. Bu, diğer ekonomilerin ortalaması olan yüzde 2’nin üç katından fazla.
Raporda, küresel kamu borcunun GSYH’ye oranının 2023’te yüzde 93.2’ye ulaştığı ve salgın öncesi seviyenin yaklaşık 9 puan üzerinde olduğu ve 2029’a kadar yüzde 98.8 olacağı uyarısı yapıldı. Küresel kamu borcunun GSYH’ye oranındaki artışa ABD ve Çin’in öncülük ettiği ifade edildi.
BÜYÜK SEÇİM YILI MALİ RİSKLERİ SON DERECE ARTIRIYOR
Raporda, İstikrar belirtilerine karşılık maliye politikalarında yüksek borç ve bütçe açıklarının etkisiyle zorluklarla karşı karşıya kalındığı, mali açıklar ve borçların beklentilerin üzerinde olduğu belirtildi. Yüksek faiz oranlarının faiz giderlerini artırdığı, sosyal yardımlar, teşvikler ve transferlere yapılan harcamalar ile salgına ve enerji fiyatlarındaki şoklara yanıt olarak uygulamaya konulan destek tedbirlerinin dengeleri bozduğu vurgulandı.
2024’te toplamda dünya nüfusunun yarısının katıldığı “Büyük Seçim Yılı” olmasının da mali patinaj riskleri oluşturduğu ve kamu maliyesine yönelik önemli risklerin sürdüğü vurgulandı ve “Borç sürdürülebilirliğini ve finansal istikrarı güçlendirmek için çoğu ülkede mali konsolidasyona ihtiyaç var” denildi.
TÜRKİYE İÇİN BÜYÜME TAHMİNLERİ DEĞİŞMEDİ
IMF, küresel büyüme tahminini yukarı yönlü revize ederken Türkiye için 2024 tahminini yüzde 3.1, 2025 tahminini yüzde 3.2 olarak korudu. Enflasyonun bu yılsonu yüzde 45, gelecek yıl yüzde 28 olacağını öngördü.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Washington’da çeşitli toplantılarda yaptığı konuşmalarda, cari açığın düştüğünü, bütçe açığının daralacağını ve para politikasının tamamen işlevsel hale geleceğini belirterek, “Harcamaları mümkün olduğu ölçüde kontrol edecek ve kesintiye gideceğiz. Bu yıl harcamaları incelemeye başladık. Harcama kontrolüne, olası harcama kesintilerinin neler olabileceğine bakıyoruz” dedi.
ŞİMŞEK’İN 2026’DA TEK HANE HEDEFİNE IMF KATILMIYOR
Şimşek, 2026 yılına kadar enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeyi planladıklarını, enflasyonun bu yıl yüzde 36’ya gelecek yıl yüzde 14’e ve 2026’da tek haneli rakamlara düşmesinin beklendiğini bir kez daha vurguladı.
Ancak IMF, Şimşek ile benzer beklentide değil. IMF’ye göre enflasyon bu yıl sonunda yüzde 45, 2025 sonunda yüzde 28, 2026’da yüzde 20 olacak. IMF’nin 2029 sonuna dek enflasyonda tek hane beklentisi yok.